İçerikler
Ağız Yarası Çeşitleri Nelerdir?
Estetik ve tüm vücut sağlığının korunması açısından ağız ve diş sağlığı son derece önemlidir. Ağızdaki yaralar ve ülserler konuşma, yutma ve çiğnemede zorluklara neden olabilir ve bu da günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir. Ağız yaraları bazen birkaç gün içinde kendiliğinden geçecek küçük bir kesi olarak görülürken, bazen aftöz yaralar adı verilen ağrılı yaralara dönüşeceklerdir.
Ağız ülserlerinin tedavisinde genellikle doğal içerikli gargaralar kullanılır. Tekrarlayan ağız ülserlerinin daha ciddi hastalıkların belirtisi olduğu düşünülerek çeşitli olası hastalıklar araştırılmalıdır. Ağız yarasının semptomları ortaya çıktığında, genellikle bir doktora danışılması düşünülmez. Ancak inatçı ve sıklıkla tekrarlayan ağız ülseri durumunda mutlaka bir kulak burun boğaz uzmanına veya diş hekimine danışmak gerekir.
Ağız Yarası Nedir?
Ağız ülserleri söz konusu olduğunda dudaklarda, dilde ve dil altında, üst çenede, diş etlerinde ve yanaklarda oluşan mukoza zararıdır. Sıcak maddeler yedikten veya yanlışlıkla ısırıldıktan sonra, doğal olarak herpes virüsünün neden olduğu bazı basit hasarlara ve ağrılı yaralara neden olabilir. Ağız boşluğunda en sık görülen lezyonlardan biri aftöz yaralar olarak tanımlanan bir patolojidir. Genellikle beyaz, iltihaplı ve çok ağrılı lezyonlardır.
Ağız yaraları genellikle grip enfeksiyonu sırasında ortaya çıkar ve genellikle birkaç gün içinde kendi kendine iyileşir. Genellikle nükseden ve uzun süre devam eden aftöz yaralarda, genellikle bağışıklık sistemini baskılayan altta yatan bir hastalık vardır. Bu durumda bu hastalıklar için tıbbi muayeneler yapılmalıdır. Diş eti hastalığı ve diş apsesi de ağız ülserine neden olabilir. Gözlemlere göre ağız ülseri kadınlarda erkeklerden daha yaygındır.
Ağız Yarası Türleri Nelerdir?
Ağız ülserleri farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Farklı lezyon türleri, farklı hastalıkların habercisi olabilir.
Aftöz Ülser: Çevresi beyaz ve kırmızı olan yaralardır. Genellikle ağza düşer ve dudaklarda görülemez. Küçük, büyük veya kümelenmiş olarak görülebilir. Tekrarlayan aft yaraları, bağışıklık sistemi hastalıklarına bağlı olarak gelişir.
Uçuklar: Herpes simpleks virüsünün neden olduğu ağrılı, sıvı dolu şişlik lezyonlarıdır ve genellikle dudak çevresinde görülür. Daha önce vücutta bulunan ve özellikle grip enfeksiyonu sırasında vücudun bağışıklık sistemi zayıfladığında hala gizli olan herpes simpleks virüsünün neden olduğu yaralardır.
Pamukçuk: Kandidiyaz olarak da adlandırılan Candida albicans adlı bir mantarın neden olduğu hasardır. Mukoza zarında sarı-beyaz yumuşak ve ağrısız lezyonlardır. Genellikle bebeklerde, protezli kişilerde veya bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda görülür.
Vitiligo: Çevreleyen mukozadan biraz daha yüksek olabilen ve düz veya pürüzlü olabilen beyaz, kirli beyaz ve bazen sarımsı lezyonlar olarak kednilerini gösterirler. Dil veya ağız mukozasında görülebilirler. Gelişiminin esas olarak sigara ve tütün kullanımından kaynaklandığına inanılıyor.
Eritema eritem: Lökoplaki’de tanımlanan kırmızı yaradır.
Liken planus: Bunlar özellikle dilde görülebilen mor lezyonlardır.
Ağız Yarası Semptomları Nelerdir?
Ağız yaraları sıklıkla meydana gelen acılı bir süreçtir. Kişiler genel olarak acı duyduklarını ve yemek yerken zorlandıklarını dile getirir. Ağız yarası semptomları şu şekilde sıralanabilir:
- Ağız ülseri, çevresindeki dokulardan daha kırmızı veya daha beyaz görünür.
- Lezyonun iltihaplanması
- Yarada şişlik, ağrı ve hassasiyet
- Lezyonların neden olduğu konuşma ve çiğneme güçlüğü
- Lezyonların neden olduğu karıncalanma hissi
- Dişlerinizi fırçalarken ağrı
- Ağrı iştah kaybına neden olur
- Boğaz ağrısı
- Ani ateş
Giderilemeyen Ağız Yarası Neden Olur?
Ağız ülserleri genellikle 1-2 gün içinde kendiliğinden kaybolur. Bazı durumlarda lezyonlar 10 güne kadar görülebilir. Bu dönemde ağız ülserleri iyileşmezse veya sıklıkla ortaya çıkarsa, diğer olası nedenler araştırılmalıdır. Beslenme eksiklikleri ve diğer vitamin eksiklikleri, özellikle C vitamini veya sigara içmek ağız yaralarının tekrarlamasına neden olabilir. Bağışıklık sistemini tehdit eden virüsler ortaya çıktığında da geçmeyen ağız yaraları görülebilmektedir. Tekrarlayan aft, romatizma Behçet hastalığının ana semptomlarından biridir.
Hamilelik Sırasında Ağız Yarası
Hamilelik sırasında vücuttaki hormonal aktivite artar. Diş eti problemleri ve diş eti iltihabı, özellikle özofagus hormonlarının etkisi altında gebe kadınlarda sıklıkla görülür. Diş etleri hassastır, çabuk şişer ve daha sık kanar. Bu durumlardan kaçınmak için hamilelik sırasında ağız ve diş bakımına ağırlık verilmeli ve kesintiye uğramamalıdır.
Bebeklerde ve Çocuklarda Ağız Yarası
Normal doğan bebeklerde doğumda anneden bebeğe bulaşan mantar enfeksiyonlarına bağlı olarak ağız çevresinde veya ağızda ülserler görülebilir. Bağışıklık sistemi sorunu olmayan bebeklerde bu lezyonlar kendiliğinden kaybolur. Ayrıca emen bebeklerde pamukçuk denilen beyaz lezyonlar da görülebilmektedir. Pamukçuk, yeterli ağız ve diş bakımı alışkanlığı olmayan çocuklarda sıklıkla görülebilir. Uçuk nadir görülmesine rağmen çocuklarda ateş görüldüğünde uçuk görülebilir.
Ağız Yaralarına Ne İyi Gelir?
Ağız ülserleri genellikle doğal maddelerle gargara yapılarak tedavi edilir. Antik çağlardan beri ağız yaraları sorununa çözüm arayan insanlar doğal yöntemler kullanıyorlar. Doğal yöntemlerle tedavi edilemeyen oral ülserleri tedavi etmek için antibiyotikler veya antiviral ürünler kullanılabilir. Antiviral maddeler içeren kremler dudaklardaki uçukların tedavisinde faydalı olabilir. Aft hastalığını iyileştirebilecek bazı doğal maddeler aşağıdaki gibidir.
Karbonat
Karbonat veya kabartma tozu genellikle ağızda oluşan lezyonlar için kullanılır. Karbonat iltihabı azaltma etkisine sahiptir, sadece yaraları iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda ağrıyı da giderir. Bir çay kaşığı karbonatı biraz ılık suyla karıştırın ve yaraya macun kıvamında hazırlanmış karışımı sürün. Bir süre lezyon üzerinde bırakın. Ardından karışım temiz ve ılık suyla durulanmalıdır.
Tuz
Tuzlu suyla gargara yapmak ağız yaralarının tedavisine yardımcı olabilir. Tuz ayrıca aftöz yaraların ağrısını da giderebilir. Bir çay kaşığı normal ev tuzu yarım bardak ılık suda eritilir. Bunu gargara ile günde birkaç kez ve hatta birkaç saatte bir 15-30 saniye boyunca yutmadan ağzınızı çalkalayabilirsiniz.
Karanfil Yağı
Karanfil yağının ağrı kesici özelliği vardır. Ağızda çok ağrılı olan aftöz lezyonların ağrılarını dindirmek için kullanılabilir.
Aloe Vera
Aloe vera bitki jeli doğrudan ağız yaralarına uygulanabilir, ağrıyı azaltır ve iyileşme sürecini hızlandırır. Aloe vera suyunun etkisi aynıdır. Çatlamış dudaklar ve uçuklar gibi diğer ağız yaralanmalarında da faydalı olduğu bulunmuştur.
Meyan kökü
Meyan kökünün doğal iyileştirici özellikleri de ağız ülserleri üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabilir.
Hindistancevizi Yağı
Hindistan cevizi yağı doğal bir antibakteriyel maddedir. Susam yağı veya diğer yenilebilir yağlarla karıştırılan hindistancevizi yağı, eski çağlardan beri ağız ülserlerini tedavi etmek için kullanılmaktadır. Bu karışımı da aynı şekilde her gün gargara şeklinde kullanabilirsiniz.
Adaçayı
Adaçayı, bilinen en eski bakteri öldürücü bitkilerden biridir ve ayrıca ağız ülserlerini tedavi etmek için de kullanılabilir. Yaprak şeklindeki adaçayı her yerde kolaylıkla bulunabilir. Sıcak suda demlendikten sonra ağzında çalkalayarak veya az bir miktarını ağzınızda tutarak kullanılabilirsiniz. Adaçayı gargarası ağız hijyeni sağlayabilir ve iltihabı azaltabilir. Ek olarak şiddetli ağrının giderilmesi için faydalıdır.
Yukarıda belirtilen doğal yöntemlerle tedavi edilemeyen veya sıklıkla tekrarlayan ağız ülserleri daha ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Bu durumda kulak burun boğaz uzmanı veya diş hekimine randevu almayı ihmal etmeyiniz.